17 Aralık 2012 Pazartesi

gökyüzümü kavanozlara doldurdum!





kavanoz gibi sıra sıra dizilip kendini düzene teslim etmek,

pencere kenarında, ne güneşin sıcaklığını cam teninde hissetmen ne de rüzgarın, ürpertisiyle içindeki o koca boşluğu doldurması kapağını sıkı sıkı kapattığında içine hapsolanların dengi değildir.

kapasiten hep sonsuzmuş gibi görünür herkese , kapağını kimse farketmez
olmadı sıkı sıkı kapatırsın kendini dış dünyaya, açmak için üzerinde dengesiz güç gösterileri yapılır kırmak pahasına.

önceki hayatını anar durursun ,soyulmuş etiketlerine baktıkça.

için derin, derin yüzülmüş, sıra sıra dizilirsin pencere önüne
kapak da tutmaz artık yine de türlü türlü reçellere camdan bir örtü olursun.


tadın tuzun o reçeller de biter be!



Hiç yorum yok: